Başından T.C’yi atsa, Hazine payını Varlık Fonu’na devretse de Ziraat Bankası, AKP’nin arka cebi olamaz, olmamalı.
Kaynak: Cumhuriyet (8 Mayıs 2018)
Hükümet talimatlı konut stoku azaltma operasyonunun gerekçesine bakın:
Sektördeki “çarklar” tekrar dönmeye başlayacakmış.
Başbakan Yıldırım’ın bahsettiği “çarklar”ın kime ait olduğunu merak etmemek mümkün değil.
Ziraat’ın çarkını döndüreceği kimseler arasında herhalde ineğine haciz gelince, sütünü şube önüne döken Haymanalı çiftçi olmasa gerek. Ziraat, konut stokunu eriterek emeklilerin de çarkını döndürecek olamaz.
Başındaki, Türkiye Cumhuriyeti kısaltması olan T.C. ibaresini fazlalık bulup atmış olan Ziraat Bankası’nın ilgi alanına konut, gayrimenkul, emlak alanında faal, iktidara yakın müteahhitlik şirketlerinin daha fazla girdiği malum.
Haliyle Ziraat’ın “çarklarını” döndüreceği konut sektöründen yararlanacak olanlar, bir zamanlar hedef kitlesi olan “kamu” değil, yapılı porselen dişleriyle pozlar veren, futbol kulüplerine sponsor olan bir avuç konut müteahhidinin olması yüksek ihtimaldir.
Genel kurul ertelenmişti
Başbakan Yıldırım’ın bu talimatı geçenlerde açıklanan “genel kurulertelemesine” de ışık tutmuş bulunuyor.
Meraklısı, OHAL rejimi altında Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilmiş bulunan Ziraat Bankası’nın geçen haftalarda yapacağı 2017 yıllık olağan genel kurulunun, 24 Haziran seçimleri sonrasına bırakıldığını hatırlar.
Ziraat’ın 2016 yılı genel kurulu da ertelenmiş, o da zamanında yapılmayarak 16 Nisan referandumu sonrasına bırakılmıştı. Eğer Ziraat Bankası’nın 2017 yılı genel kurulu zamanında yapılmış olsaydı, bütün denetim raporları gündeme gelerek okunacaktı.
Ziraat Bankası genel kurulunu seçim sonrasına bırakarak, hem Doğan Grubu’nun Demirören’e devri sırasında yine hükümet talimatıyla sağlandığı söylenen krediyi “görünmez” kıldı, denetimden kaçtı.
Bunlara ek olarak da genel kurulun ertelendiği süre zarfında da şeffaf olmayan operasyonların daha kolay yapılmasına zemin hazırlanmış oldu.
Nitekim, kuruldu kurulalı sermayesi Hazine’ye ait olan Ziraat Bankası hisselerinin, tüm zamanların en imtiyazlı şirketi olarak kurgulanan Başbakan’a bağlı TVF’ye devredildiğini geçenlerde yazdık.
Dolayısıyla genel kurulu ertelenmiş, dolayısıyla denetim raporları okunmamış, tartışılmamış, dahası kamu sermayesi özel bir şirkete devredilmiş Ziraat Bankası’nın “stok eritme” göreviyle yaptığı/yapacağı işlemler, bankacılık teamülleri açısından belirsiz bir döneme girecektir.
Bitirirken, Ziraat Bankası’nın 2016 yılı Sayıştay denetim raporunda, banka nezdinde yüzlerce milyon TL riski bulunan birkaç şirket hakkında, belli işlemler yapılması için zaten önemli “tavsiyeler” yer aldığını not düşelim.
Başından T.C’yi atsa, Hazine payını Varlık Fonu’na devretse de Ziraat Bankası, AKP’nin arka cebi olamaz, olmamalı.